12 Ocak 2015 Pazartesi

Evliliği aşkla beslemek

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Nevzat Tarhan Hoca yeni bir kitabı ile okurlarının tekrar huzuruna çıktı. Bugüne kadar yazdıkları kitapların hacmine bakıldığında bu kitaplar genellikle aileye, aile içi iletişime, yaşanan yanlışlıklara yönelik olduğu görülüyor. Bir nevi aile rehberi niteliğinde kitaplardı bunlar. Bu kitaplar okuyucunun gözünde bir nevi ‘Aile Okulu’ niteliğini taşıyordu. Benim gözlemim bu kitapları aile fertlerinden birinin değil sadece tüm bireylerin okuyup yararlandığı şeklindeydi. Hatta aile üyeleri aynı kitabı farklı zamanlarda kendince önemli olanların altını çizerek okuyor daha sonra kitabı eşlerden diğeri okuyordu. Böylece çiftler kendilerince hassas olan noktaları Nevzat Hocanın metni üzerinden düşünerek belirliyor aynı hedefe birlikte, sağlıklı adımlarla yürümenin imkânlarını buluyorlardı.
Bu okuma biçimi bir nevi ‘Bibliyoterapi’ işlevi görüyordu.
Aynı metin üzerinde eşler kendini kontrol ediyor, güçlü ve zayıf yanlarını belirliyor ve daha az hasarla yoluna devam ediyordu.
Aynı şey çocukları için de yapılıyordu. Bu kitaplar okunarak çocukların yetişmesinde, eğitiminde, insani değerlerin kazandırılmasında ve yeniden inşa edilmesinde çok etkin biçimde kullanılıyordu. Eşler bu kitapları okuyarak farkında olarak ya da olmayarak yapmış oldukları ‘Tutum hatalarını’ Nevzat Tarhan Hocanın hakemliğinde tespit ediyordu. Aile bireylerinin güvendiği bir nevi kendi ‘Aile Büyüğü’ olarak gördüğü Nevzat Hocanın incitmeyen yapıcı üslubu ile rehabilite oluyor, neslini kurtarıyordu.
Aile; kendi ilişkisini, çocuklarıyla olan diyaloglarını yıllardır Timaş Yayınları’nın Psikoloji dizisindeki bu kitaplarla kurdu, yanlışlarını değiştirdi, eksiklerini giderdi, doğrularını pekiştirdi.Ergenler konusunda da böyle bir ihtiyaç vardı. Bu ihtiyaç ‘Var mı Beni Anlamak İsteyen?’ kitabı ile karşılanıyordu ama gençlerin ‘Aşka düşmesi’ durumunda ne yapılabileceği gibi konularda bir eksiklik hissediliyordu.
Nevzat Hoca işte bunu gördü ve ihtiyaca ‘Aşk Terapi’ kitabı ile cevap verdi.
Nasıl bir cevap bu derseniz elbette okuyup siz karar vermelisiniz derim, ancak benim açımdan mükemmel bir cevap…
Dini duyguların yaşanmasını önemseyen ailelerin iki tip yaklaşımı olduğu fikrindeyim.
Birincisi, kendileri mükemmel bir aşk yaşamak istiyorlar. Mecazi aşktan hakiki aşka yol bulmak arzusundalar.İkincisi, çocuklarının ‘Aşka düşmesi’ nden korkuyorlar. Çünkü âşık olan evlatlarına karşı nasıl bir tutum belirleyeceklerini bilmiyorlar. Endişe içindeler.
İşte bu kitap bu konudaki yaraları usta saracak gibi görünüyor. Zira bu kitapta Nevzat Hoca‘Evliliği Aşkla Beslemek’ konusunu bir bölüm olarak ele alıyor ve ayrıca çocuğunuz âşık olduğunda nasıl davranmanız gerektiği hususunu tartışıyor.
Aşkın önceliğine ve sonsuzluğuna inanlardanım.
Aşkın bir duyguya sahip olunmadığında hayatın rutinin altında bir yavaşlık hatta bir yavanlık içinde yaşandığı fikrindeyim. 
Hedefsiz, gayesiz bir hayatın ne kadar hayat olacağı konusu tartışılmalıdır.
Acısız bir hayat ne kadar doyurucudur bilemiyorum.
Aşkın hem fırtınasını hem de acısı yaşanmalıdır.
Her ikisi de ‘Aşkın bilgisine’ sahip olunduğunda anlam kazanır.
Evrenin dönüş, hayatın oluş sırrının aşk olduğu inancındayım.Fenayı bekaya çevirme mahareti aşkla mümkündür. Yokluk karanlıklarından varlık aydınlığına ulaşmak aşkla mümkündür. Rahman Suresindeki “Yüce ve iyilik sahibi Rabbinin yüzü bakidir!” ayetinde bahsedilen yüzün sevgi ve aşk olduğu fikrindeyim. 
Yusuf’u kuyudan çıkaran sır aşktır.
Yakup’u gözü yaşlı olsa da ümitle yaşatan dem aşktır.
Anaların yüreğini diri tutan aşktır.
Efelerin delici bakışlarında da o aşkı buluruz.
Yokuşları ısrarla tırmanan kamyonların direksiyonlarını sıkıca kavrayan şoförün bileğindeki güç aşkla ateşlenir ancak.
Sınır boylarında nöbet tutan fidanlarımızın yüreğinde yanan ateş aşktır.
Yanık nağmeleri kavalından bize ulaştıran çobanın koyunlarına bakışında yine o aşkı buluruz.
Bunlar aşk, peki tamam da bu kadar mıdır?
Bundan sonrasını artık ehline sormak zamanıdır! Nevzat Tarhan Hoca aşkı, ham iken pişmeli, yanmalı ve olgunlaşmalı; içinde muhteşem bir bilgi olmalıdır diyor ve 10 madde halinde kitabın girişinde aşkın kurallarını veriyor.
Hocanın verdiği bu ‘Aşkın Bilgisi’ ışığında kendimizi ve bilgilerimizi ‘Check Up’a tabi tutmalıyız.
Eksiğimizi fazlamızı ölçüp biçip kendimizi ‘Aşkın Terapi’ sine bırakmalıyız.
‘Mesnevi Terapi’‘Yunus Terapi’ kitaplarından sonra ‘Aşk Terapi’ kitabı Doğu bilgeliğinden daha çok yararlanmamız gerektiği fikrini veriyor bize. Nevzat Hoca giriş kısmında okuyucunun aşka ilişkin yanlış bilgilerini gidererek kitabı okumaya hazırlıyor. Bir nevi terapi öncesi mayalama durumu diyebiliriz buna. İşte bu mindere çekme cümlelerinden biri:
“Aşk ruhumuzda yaşanırken bedenimizi vasıta olarak kullanır. Nefsimiz ister, kalbimiz sever, aklımız değerlendirir, bilincimiz tanımlar ve ruhumuz bağlanır.”
‘Aşk Terapi’ kitabında Nevzat Hoca psikiyatrist olmanın ruhsal inceliklerini kullanarak aşkın acı ve ızdıraptan uzak nasıl yaşanabileceğinin ipuçlarını veriyor. Kitabın arkasına koyduğu ‘Aşk Ölçekleri’nin okuma öncesi doldurulmasını isteyerek yine okuyucusunu şaşırtıyor. Psikiyatrik tedavinin ölçülebilirliğini savunan ve buna göre yıllardır klinik pratikler sunan Nevzat Hoca bu kitaptaki ölçeklerle okuyucusuna aşkını ölçmesini de ilk kez yaptırtacak gibi görünüyor. Böylece aşkın hayalde yaşanan bir duygu değil realitesinin olduğu bir duygu durum ve hal olduğunu öğrenmiş oluyoruz.
Fazla söze hacet yok. Kitabın bölüm ve başlıklarına bakmak bile bunun için yeterlidir.
Ben giriş bölümünü kitaptaki yeni bilgileri temellendirmesi ve okuyucuyu konuya hazırlaması ve mayalaması bakımından önemsiyorum ve dikkatle okunması gerektiğini düşünüyorum.
Birinci bölüm; Aşkın mahiyeti
İkinci bölüm; Aşkın dili
Üçüncü bölüm; Evliliği aşkla beslemek
Dördüncü bölüm; Aşkın afetleri
Beşinci bölüm; Aşkın faydaları
Altıncı bölüm; Bir aşk terapisi örneği
Ve kitabın sonunda yukarda bahsettiğimiz dört ölçek…
Kuantum aşk, aşk öğrenilebilir mi, kimler çabuk âşık olur, kimler kolay vazgeçer, evlilikte aşkı devam ettirmenin yolları, âşıklara nasıl davranmalı, platonik aşk, romantizm ve cinsellik, ego ve aşk gibi önemli konuları çözümlememizi sağlamamıza önemli ölçüde yardımcı olacak olan ‘Aşk Terapi’ kitabı her evde yerini alacak bir ‘El kitabı’ olmaya aday gibi görünüyor.
Başta yazarı Prof. Nevzat Tarhan’a, Timaş Yayınları’na bu çalışmaya emek veren Yayın Yönetmeni Emine Eroğlu, Editör Seval Akbıyık ve yayına hazırlayan Sakine Korkmaz’a teşekkür borcumuz var.
Ben borcumu ödedim.
Şimdi kitabı okumaya kaldığım yerden devam etmeliyim.
Bana müsaade.
Aşkla kalın! 

Aşk Kurbanları Nasıl Tedavi Edilir?

Aşk üzerine çalışıyorsunuz sürekli, neden?

Aşk kurbanları yüzünden olsa gerek. İnsan psikolojisi ve davranışları üzerine çok kitap yazdım. Aşk 15-20 yıldır bilimin menziline girdi. Aşk hastalığına yakalananlar rahatlıkla tedavi edilebiliyor. Aşk saplantılı ve kontrolsüz yaşandığında patolojik bir mesele haline geliyor ve bunu kontrol etmek ve doğru yaşamayı öğretmek önemli benim için.
Doğru söylüyorsunuz, aşkta çizginin bir yanı mutlu diğer yanı hasta ediyor...
Kontrolünü kaybediyor kişi ama bu önlenebilir bir şey. Âşık olduğunuzda hayatınızı pozitif yönde etkileyebilirsiniz.

Aşk sürekli devam edebilen bir şey mi, yoksa bir ömür biçmek mi gerek?

Aşk bir yolculuktur ve kontrol edebilirseniz hayat boyu tek bir kişiye âşık olarak kalabilirsiniz. Ama şöyle düşünün; aşk bir enerjidir ve onu doğru yönetebilmeniz gerek, yönetemezseniz elinizde patlayacak bir bombaya döner. Aşkı yönetebilmenin 10 kuralı var. Bu kuralların her birini uygularsanız aşkı en kaliteli şekilde yaşar ve sürdürebilirsiniz.

Biz o 10 kuralı alıp gidelim o halde...

Keşke o kadar kolay olsaydı. Maddeler basit gibi görünüyor ama yapabilmek kendini eğitebilmekten geçiyor. Olması gereken aşka 'otantik aşk' adını verdim.

Neden otantik aşk, ne ifade ediyor?

Aşk bir çeşnidir, içinde her duyguyu barındırır. Korku, kıskançlık, heyecan, acı, mutluluk... Tüm bu duyguları arındırabilirsen saf olan aşka ulaşabilirsin. İşte o saf aşka "Otantik aşk" dedim.

Bediüzzaman'ın "Aşk çekici bir güzelliğe yönelmiş çılgın bir cezvedir" sözü ne anlatır?

Buna en güzel örneği yıllar evvel GATA'daki olayla anlatabilirim. Bir yüzbaşının karısı hastalandı, tedaviye aldık ama hastalığı ilerledi ve iki üç gün içinde o genç kadını kaybettik. İki küçük çocukları vardı. Yüzbaşı birkaç gün sonra intihar etti. Karısına çok âşıktı ve çılgın cezveye düştü, onsuz yapamayacağı için kendini öldürdü. Demem şu, aşkı sonsuzlaştırmak ve onun anısını yaşatarak, çocuklarına aktarmak ve bir gün yanına gideceği günle motive olarak yaşamalıydı. 10 maddede anlatmak istediğim yaşadığın aşk artık somut değilse onu somutlaştırmayı da bilmelisin.

'4M1Y' KURALI NE DEMEK?

Eşinizi kaybettiniz, aşka kafa yoran bir psikiyatrsınız. Siz nasıl başa çıkıyorsunuz?

2005'de 'Kadın Psikolojisi' adında bir kitap yayımlamıştım. Karım "Bu kitabı benim sayemde yazdın" demişti. Gerçekten de öyleydi. Kadını ve erkeği tüm açıklığıyla konuşabilen bir çifttik, uyumluyduk. Eşimi kaybettikten sonra aşk olgusuna daha çok kafa yormaya başladım. Ve araştırmalarım sonunda fark ettim ki benim de çok hatam olmuş ona karşı...

Pişmanlık hissi mi yaşıyorsunuz?

Hayır, artık değil. O bendim ve hatalarıyla, güzellikleriyle iyi bir ilişki yaşadık.

Nasıl mücadele ediyorsunuz, bu duyguyla?

Evde bana onu hatırlatan bir köşe var. Sürekli kullandığı eşyalar, okuduğu kitaplar... Aşkınızı kaybetmekle başa çıkmak, daha bilinçli yaşamayı gerektiriyor. Artık başa çıkabiliyorum ve ona kavuşacağım zamanı bekliyorum.

Aşkta rol paylaşımları hakkında '4M1Y' kuralı diye bir şey getirmişsiniz, nedir açılımı?

4 M; melek, mutfak, muhabbet ve meslek. 1 Y ise, yatak odası rolleri. Melek rolü annelik ve babalık görevlerini içeriyor. Muhabbete zaman ayırmayan ilişkiler biter. Meslek ise evde geçerli bir rol değildir. Yönetici bir eş gün içindeki alışkanlıklarından ötürü eşini evde yönetmeye kalkarsa o aşk zamanla kaybolur. İşkadını, işadamı kimliklerini evde bırakmak zorunludur. Ve yatak odasında tüm kimlikleri bırakmak gerekir.

Bunun için de özel bir bilgi var mı?

Aşkı besleyen en önemli şey sekstir. Kadın ve erkek bunu iyi idare etmeli. Erkek görüntüden etkilendiği, kadınsa dokunulmaktan hoşlandığı için seks güdümü harekete geçer. Özel bir bilgi değil, eskilerin dediği gibi "Kadın yatak odasında kabare kızı gibi olmalıdır." Eğer yatak odası karanlığa gömülürse aşk bir süre sonra eski heyecanını kaybeder.

AŞKIN GÖZÜ KÖR MÜDÜR?

Ya saplantılı aşkların içinden nasıl çıkılacak?

Beyin böyle durumlarda bağımlıların gösterdiği tepkileri gösteriyor. Madde bağımlıları uyuşturucuyu nasıl istiyorsa, o kişiyi öyle isteme hali oluyor. Beynin bir bölgesi istem dışı çalışarak hatalı komut veriyor. Vakalarımdan bir tanesi teyzesine âşık olmuştu ve o sırada teyzesi evlenmek üzereydi. Kişi cinayete varacak tepkiler göstermeye başlamıştı. İki ay içinde ilaç destekli tedaviye aldık. İşte "Aşkın gözü kördür" lafı da buradan çıkmıştır. Beyin gerçeklik testi yapamadığından hayal, madde ve rüya gerçekliğini birbirinden ayıramaz oluyor.

"Tek gecelik aşk" deriz mesela... Peki, ne diyeceksiniz bu konuda?

'Hatalı kullanım' diyorum. Çünkü aşk birçok konuyu içinde barındırır. Seks, muhabbet, şefkat, sadakat gibi... Tek başına seks, sekstir sadece. Tek gecelik seks yaptığınız biri için kendinizi ateşe atar mısınız? Cevabı her şeyi açıklıyor...

İlk görüşte aşk gerçek mi, bir yanılgı mı sizce?

İlk görüşte aşk, sevgi ihtiyacı yüksek kimselerde daha sık görülen bir durum. Kişi zaten arayış halindedir. İdealize ettiği, hayalini kurduğu sevgiliyi ilk gördüğü kişiye yükler, yani onun düşüncesiyle 'âşık' olur. Bu yüzden tehlikelidir bu tür ilişkiler. Ailesinden beklediği ilgiyi göremeyenlerde de sıklıkla görülür ya da dış görünüşe odaklanan kişilerde...

Garip değil mi, nasıl olur da hiç tanımadığı-mız biri için kalbimiz atmaya başlar?

Hayalimizdeki kişi, beklentilerimizin ve çevremizin oluşturduğu kodlarla, o kişinin davranış ve duygu kalıplarının kesişiminden doğar... İşin ilginç yanı, bu seçim çok da farkında olduğumuz bir karar verme süreci değildir, aslında. Çünkü bu tercihlerimizi çoğunlukla psikolojik ihtiyaçlarımıza göre yapıyoruz.

Aşk konusu çok uzun ve kapsamlı... Bu yüzden son bir soru soracağım, nedir aşk?

Ah bir bilsem... Aşk denizine girdik çırpınıyoruz. Aşkın ne olduğunu tam anlamıyla öğrenmek sanırım mümkün değil.

Mevlâna gibi hamken pişecek, yanarak olgunlaşacak ve bizi saf aşkla tanıştıracak 10 kurala bir bakalım...

Kural 1: En az kendini düşündüğün kadar eşini de düşün.
Kural 2: Davranışlarınızın doğal sonucunu yaşayın. Mesela eşiniz size hakaret ettiyse özür dilemesi gerektiğini ona hissettirin.
Kural 3: Şefkatli olmak mecburi.
Kural 4: Ağlamanın sorun çözmeyeceğini bilmek zorundasınız. Ağlamak sorun çözmek için kullanılıyorsa ilişkiyi kötüye kullanıyorsunuz demektir.
Kural 5: Sözlerinizin ve davranışlarınızın sorumluluğunu üstlenin.
Kural 6: Kontrol edemediğin ya da gücünün yetmeyeceği bir şeye âşık olduysan eğer kavuşma imkânı olmadığı için ömür boyu aşk kurbanı olarak yaşayacağını kabullen.
Kural 7: Sevdiğinle çatışma yaşıyorsan dürüst ol ve mücadele et. Duyguları bastırmak yerine tartışmaya açık ol. Eşinin seni üzen davranışlarını içinde yaşamak yerine onunla paylaşmak her şeyi telafi eder.
Kural 8: Eskimeyen aşkların püf noktası birbirlerine sürekli soru sormasıdır. "Bugün nasıl hissediyorsun, ölmeden önce nereleri görmek istersin, seni bugünlerde en çok ne kızdırıyor?" Eşinin duygu durumunu ve hayattan beklentilerini öğrenmek üzerine sorular sormayı ihmal etme. İnsan değişebilen bir varlık. Eşinin duygu durumundan haberdar olman ilişkinizi güncel ve dinç tutar.
Kural 9: Aşkların olmazsa olmazı takdir, onay ve iltifattır. Bunu oturduğunuz evin kirası gibi düşünün. Ödemezseniz orada oturamazsınız. Takdir ve iltifat etmiyorsanız iyi bir ilişkiyi hak etmiyorsunuz demektir.
Kural 10: Bediüzzaman der ki; "Aşk çekici bir güzelliğe yönelmiş çılgın bir cezvedir." Aşkı ebedileştirmek için mecazi aşkı hakiki aşka çevirmek yani âşık olduğunuz kişinin ilahi ve sonsuz güzelliğini bu dünyadaki bir yansıması olduğunu düşünerek sevme sırrını unutmamak gerekir.
AKŞAM

Aşkın Terapisi Nasıl Olur?

Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın yanıtı “Evet”. Son kitabı ‘Aşk Terapi’ de aşk oyununun kurallarından “İlk görüşte aşk gerçek mi?” sorusunun yanıtına, evlilikten ilahi aşka tüm halleri gözler önüne seriyor.
04 Şubat’ta çıkacak kitabı Aşk Terapi’nin ilk baskısı 100 bin adet. Evet, yanlış duymadınız, tam 100 bin adet. Tarhan’ın çok satan ‘Mesnevi Terapi’, ‘Yunus Terapi’ kitaplarının ardından aslında bu baskı sayısı sürpriz değil. Ama bu kez ilgiden emin olmasının başka bir nedeni daha var. Nöropsikiyatri Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Tarhan kitabını yazarken, dünyada özellikle son beş senede antidepresan kullanımının arttığı gerçeğinden yola çıkmış. “İnsanlar ruhsal açıdan yaralı, mutluluk peşindeler. Aşkı anlatan, aşk kavramının içini dolduran kitaplara ihtiyaç var” diyor. Bu nedenle kitabında aşkın derinliklerine dalıyor, hem aşkla ilgili bilimsel verileri, hem de içine düşülen psikolojik açmazları, çıkış yollarını anlatıyor. “Peki sizin için aşk nedir?” sorumuza yanıtı ise şöyle: “Aşk kelimesi sarmaşıktan gelir ve bence en güzel tanımı da bağlanma becerisidir. Kişi soyut değerlere inanma seviyesini geliştirir-se, ilahi aşkta da daha başarılı olur.”
Tarhan’ın bundan önce yazdığı ‘Mesnevi Terapi’ ve ‘Yunus Terapi’ ile ‘Aşk Terapi’ bir üçleme. Kitapta ego ve aşk ilişkisi, merhamet, şefkat ve aşk üçgeni, aşk sarhoşluğu tehlikesi, eski aşklar ile modern zaman aşklarının farkı gibi konular, hikâyelerle beraber yer alıyor. Tarhan, aşkın ’10 kadim sırrı’nı açıklıyor, ‘en doğru hali’ne rehberlik ediyor.
Kitaplarına en büyük ilgiyi gösterenler, Türkiye’deki kişisel gelişim kitapları okurlarının çoğunluğunu oluşturan kadınlar. Tarhan’a göre bu çok normal. “Erkek algısı aşka erotik, kadın algısı romantik bir anlam yüklüyor. Kadın ve erkek beyni farklı çalışıyor. Kadınların mutlu olma ihtiyacını karşılama biçimi, huzur duymak ve sevilmektir. Ancak erkeklerin aşkı bilmemesi burada risk oluşturuyor. Aşkın bir tarafı daha acemi kalıyor” diyor. Tarhan’a göre evlilik ve ilişkilerde rastlanan en büyük sorun, kadın psikolojisinden anlamayan erkekler. “Çiftlere verdiğimiz terapide, erkeklere kadının psikolojisi anlatıldığında birçok evlilik kurtuluyor” diye açıklıyor. Tarhan’ın ‘AşkTerapi’ kitabı, ilişkisinde sorun yaşayanlara, ilişkisi olmayanlara ve evli çiftlere rehberlik edecek türden; tam da aşkta zarar görmeden aşkı yaşamanın yollarını arayanlara göre.
Burak TATARİ/TEMPO Dergisi

Aşk Terapi İçin Evlilik Öncesi Tüyolar

Düğün hazırlıklarınız başladı, check-listinize her gün yeni bir tik atıyorsunuz ancak bu esnada cildinizin sesine kulak verdiniz mi?
Estetik Dermatolog Yrd. Doç. Dr. Melisa Eczacıbaşı cildinizi de düğüne hazırlamanız gerektiğini belirterek listenize peeling ve botoxu da eklemenizi söylüyor.

Tüm hazırlıklar planlandığı gibi gidiyor; gelinlik alındı, mekan tutuldu, davetiyeler basıldı, organizasyon firması hayalinizdeki düğün için hummalı bir şekilde çalışıyor. Peki siz kendiniz için neler yapıyorsunuz? Gecede tüm gözler sizin üzerinizdeyken canlı, sağlıklı, aydınlık bir cilt, formda bir bedenle kuşkusuz kendinizi daha özgüvenli ve rahat hissedersiniz. Düğün gününüz yaklaşırken diğer işlere dalıp kendi sağlığınız ve güzelliğiniz için yapmanız gerekenleri es geçmeyin ve ışıltınızla gözleri kamaştırın.
Her kadın sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak, güzel görünmek ister hele ki düğün gibi özel bir güne hazırlanırken daha da özenli davranır diyen Estetik Dermatolog Yrd. Doç. Dr Melisa Eczacıbaşı “evet” demeden önce cildiniz için uygulayabileceğiniz işlemlerden bahsetti:
Straplez gelinlik için peeling
“Düzenli olarak cilt bakımı yaptırmak ve cilt temizliğine önem vermek gerek ama düğünden yaklaşık 2-3 ay önce hücre yenilenmesini sağlamak ve cildi canlandırmak için cilt bakımına başlamak yararlı olur. Bu süreçte en etkili yöntemlerden biri peelingtir. Çoğunlukla meyve asitlerinin kullanımıyla uygulanan peeling işleminde cildin üst tabakasında birikmiş partiküller, ölü deri hücreleri temizlenerek derinin yenilenmesi sağlanır. Yüz, boyun ve dekolte bölgesine uygulanabilen peeling sonucunda yenilenmiş ve canlı bir cilde sahip olacak ve gönül rahatlığı ile straplez bir gelinlik giyebileceksiniz. Haftada bir ya da iki kez olmak üzere toplamda 4-6 seans uygulama ile ciltte pürüzsüz ve yumuşak bir görünüm elde edildiği gibi siyah noktalardan, güneş lekelerinden, sivilce ve aknelerden de arınma sağlanır. Uygulama sonrasındaki birkaç saat ciltte hafif kızarıklık, bir-iki gün süresince de soyulma görülebileceği için gelin adaylarına düğünden en az bir iki hafta önce seanslarını tamamlamış olmalarını öneririm.”
Mutlulukla gülümseyin
Düğün gününüzün en özel anlarını ölümsüzleştirecek olan fotoğraflarda yüzünüzde kocaman bir gülümseme varken cildinizin de pürüzsüz bir görünümde olmasını istiyorsanız en pratik çözüm botox diyen Dr. Melisa Eczacıbaşı şu bilgileri veriyor: “Özellikle gülerken göz ve ağız çevresindeki, alın ve kaşlar arasındaki çizgiler belirginleşir. Yüzünüzden oluşan kırışıklıklardan herhangi bir ağrı ve acı hissetmeden, 30 dakika gibi kısa süreli bir işlemle kurtulabilirsiniz. İstenilen bölgeye çok ince uçlu enjektör ile enjekte edilen botox ilacı kasların hareketlerini azaltarak katlanmaya bağlı oluşan çizgileri engelliyor. Böylece yüz ifadesinde daha genç ve olumlu bir etki yaratılıyor. Yüzün değişik bölgelerinde hacim azalmaları veya derin çizgiler olabilir, mesela burundan dudak yan taraflarına uzanan ve yüzü daha yaşlı gösterebilecek nazolabial çizgiler, yanak bölgesinde hacim azlığı veya dudakların aşırı ince olması durumunda yine tek seansta ortalama 15 dakika uygulama sayesinde bu istenmeyen görüntüler bertaraf edilebilir. Botoxun etkisi 7 gün sonra görülmeye başlandığı için gelin adayları bir hafta önce işlemi uygulatıp düğün gününde objektife rahatça gülümseyebilir. Ancak peeling ile botox uygulaması arasında 1 hafta süre bırakılmalıdır.”
Yüze oksijen terapi ya da vitamin enjeksiyonu
Yüze değişik yöntemlerle cilt bakımı yaptırılabileceğini söyleyen ve bunların en faydalılarından birinin oksijen terapi olduğunu belirten Dr. Melisa Eczacıbaşı, “Ortalama bir saat süren işlemle cilt temizlenir, peeling uygulanır, buhar verildikten sonra siyah noktalar temizlenir, oksijenli maske ve solüsyon uygulamasının ardından cilt parlak ve fresh bir görünüm kazanır. Yüz, boyun, dekolte ve el bölgesine ortalama 3-6 seans yapılacak vitamin ve hylaronik asit enjeksiyonlar sayesinde de cilde parlak bir görüntü kazandırmak, nem sağlamak ve yüzeydeki kırışıklıklardan kurtulmak mümkün. Bu mucizevi yöntemleri kaçırmamanızı öneririm.”
Balayınızda rahat edin
Lazer epilasyon gerçekten bir kadının hayatı boyunca yaptırabileceği en güzel yatırımlarından birisidir diyor Dr. Melisa Eczacıbaşı özellikle bacak, koltuk altı, bikini ve genital bölgeler yaptırılan lazer epilasyon seansları sayesinde bu bölgedeki tüy ve batıklardan tamamen kurtulmak ve rahat bir balayı geçirmek mümkün. Hayatınız boyunca bu sorunla uğraşmak istemeyenleri bu yöntemi kesin öneririm.
Pratik öneriler
Düğün tarihi yaklaşırken yorgunluk ve uykusuzluk nedeniyle gözaltında şişlikler ve morluklar oluşabileceğine dikkat çeken Dr. Melisa Eczacıbaşı evde kendinizin uygulayabileceği pratik önerileri de şöyle sıraladı:
• Evde buzdolabında tutacağınız küp şeklinde buz parçalarını sabahları gözaltınızda gezdirin. Soğutulmuş bir kaşığın tersi de bu görevi görür.
• Diüretik etkisi olan yeşil çayı hem içebilir hem de gözaltı kompresi olarak uygulayabilirsiniz.
• Haşlanmış patatesleri soğuttuktan sonra doğrudan veya ince bir beze sararak gözaltınıza kompres yapabilirsiniz.
• C vitamin içeren ürünler hem antioksidan etkileri nedeniyle hem da damar çeperini güçlendirdikleri için gözaltı dokularını da destekler.
• K vitamini içeren kremler kullanın.
• Yaban mersini, kuşburnu, çilek, turunçgiller, soğan ve üzüm extreleri hem güçlü birer antioksidandır hem de kollojen elastin sentezini artırdığından gözaltı dokuyu desteklerler.
*
Lilay Koradan
lilaykoradan@gmail.com